Bir zamanlar geleceği uçan arabalarla hayal ederdik. Ancak 2025'e yaklaşırken, gelecek bambaşka bir şekilde kapımızı çalıyor: Otomobillerimiz, direksiyon başındayken bile iş toplantılarına katılabileceğimiz birer ofise dönüşüyor. Bu dönüşümün öncüsü ise Alman otomotiv devi Mercedes-Benz.
Mercedes-Benz, teknoloji devi Microsoft ile yaptığı çığır açan iş birliği sayesinde, sürücülerin araç içi selfie kamerasını kullanarak Microsoft Teams görüşmelerine katılmasına olanak tanıyacak. Şirket, bu özelliğin, aracın hareket halinde olduğu anlarda bile kullanılabileceğini ve ilgili ülkelerin yasal düzenlemelerine uygun olarak onaylandığını belirtiyor.
Peki güvenlik nasıl sağlanacak? Mercedes-Benz bu konuyu da düşünmüş. Araç sabitken sürücü, toplantıdaki herkesin video akışını görebiliyor. Ancak otomobil hareket etmeye başladığı anda, dikkat dağınıklığını önlemek ve güvenliği en üst düzeye çıkarmak için sürücünün ekranındaki video akışı otomatik olarak kapanıyor. Bu esnada, toplantıdaki diğer katılımcılar sürücünün kamerasından gelen görüntüyü izlemeye devam edebiliyor. Elbette, sürücü dilerse kamerayı tamamen kapatarak görüşmeye sadece sesli olarak da devam edebilir.
Bu yenilikçi özellik, Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius ve Microsoft CEO'su Satya Nadella'nın katıldığı bir Teams görüşmesiyle, markanın yeni elektrikli sedanı CLA üzerinde tanıtıldı. Yeni MB.OS bilgi-eğlence sistemiyle donatılan bu araçlar, sadece Teams entegrasyonu sunmakla kalmıyor. Aynı zamanda Microsoft Intune entegrasyonu ile kişisel ve iş verilerini güvenli bir şekilde ayırırken, yapay zeka asistanı Microsoft 360 Copilot sayesinde e-postaları özetleme ve günlük görevleri sesli komutlarla yönetme gibi imkanlar da sunuyor.
Mercedes-Benz Yönetim Kurulu Başkanı Ola Källenius, iş birliğini şu sözlerle özetliyor: "Microsoft ile olan sektör lideri iş birliğimiz sayesinde, müşterilerimizin hareket halindeyken üretken kalmalarını daha da kolaylaştırıyoruz. Microsoft Teams gibi en yeni araçları doğrudan yeni işletim sistemimiz MB.OS'a entegre ederek, verimliliği artıran ve aynı zamanda dikkat dağınıklığını azaltan sezgisel ve güvenli bir kullanıcı deneyimi yaratıyoruz."
Mercedes-Benz, tüm bu özelliklerle otomobillerin "ev ve ofisten sonra üçüncü bir çalışma alanına" dönüşme potansiyeli taşıdığını iddia ediyor. Peki, siz ne düşünüyorsunuz? Sürekli bağlantıda kalma ve üretken olma baskısı, direksiyon başına kadar taşınmalı mı? Otomobilin bir ofise daha dönüşmesi, gerçekten istediğimiz bir gelecek mi?
Madem aracınız artık yeni ofisiniz, yapacağınız Teams görüşmelerinde kameranız açıldığında iç mekanınızın da sizin kadar profesyonel görünmesi gerekmez mi? Anti-statik yapısıyla tozu ve kiri iterek konsolunuzu her an "yayına hazır" tutan bir Torpido parlatıcı ile her zaman en iyi izlenimi bırakın.