Otomotiv endüstrisi için son beş yıl, adeta bir hız treni gibiydi. Pandeminin tetiklediği tedarik zinciri krizlerinden, bastırılmış talebin yol açtığı fahiş fiyatlara kadar en köklü markalar bile zorlu sınavlar verdi. Şimdi ise sahneye yeni çıkan elektrikli araç (EV) üreticileri, ABD hükümetinin sağladığı vergi teşviklerinin sona ermesiyle çok daha çetin bir yokuşla karşı karşıya.
Bir zamanlar bu markaların ayakta kalmasını sağlayan 'eğitim tekerlekleri' sökülüyor ve altlarındaki asfaltın pek de yumuşak olmadığı acı bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu yeni dönemde kimlerin iki tekerlek üzerinde dengede kalacağı, kimlerin ise dizlerini kanatarak yolda kalacağı yakında belli olacak.
Yeni Oyuncular İçin Hayatta Kalma Mücadelesi
Rivian ve Lucid gibi son dönemin popüler girişimleri, marka bilinirliklerini ve satış hacimlerini artırmak için büyük ölçüde 7.500 dolarlık EV vergi teşvikine güveniyordu. Ancak bu desteğin çok yakında sona erecek olması, onları hibrit ve içten yanmalı motorlu araç satışlarından elde ettikleri gelirle fırtınayı atlatabilen köklü otomobil üreticileriyle acımasız bir rekabete sokacak.
Uzmanlar, bu teşvikin kalkmasıyla birlikte yaklaşık 320.000 potansiyel alıcının EV pazarından çekileceğini öngörüyor. Bu durum, yalnızca elektrikli araç üreten markaları adeta buz gibi bir okyanusta can simidinden mahrum bırakmak anlamına geliyor.
iSeeCars yönetici analisti Karl Brauer, Automotive News'e verdiği demeçte, teşvikin kaldırılmasının EV pazarında %50'ye varan bir düşüşe neden olabileceğini ve pazar payının %8'den %4-5 seviyelerine gerileyebileceğini belirtiyor. Brauer, "Geriye sadece gerçek inananlar kalacak" diyerek, teşvik olmasa bile EV almayı tercih edecek sadık bir kitleye işaret ediyor.
Rivian, R2 modeliyle; Lucid ise Gravity adını verdiği yeni crossover'ı ile daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflerken, bu kritik teşvikin yokluğu planlarını ciddi şekilde sekteye uğratabilir. Bu markalar için artık tek yol, bataryaların politik bir mayın tarlasına dönüştüğü bu yokuş yukarı savaşı tek başlarına kazanmak.
Hyundai ve Kia'dan Stratejik Hamle: Rota Avrupa
Amerika, federal sübvansiyonların fişini çekerek kendi EV pazarının büyümesini yavaşlatırken, dünyanın geri kalanı tam gaz ilerliyor. Özellikle Avrupa, elektrikli otomobillere yaptıkları devasa yatırımların karşılığını almak isteyen birçok üretici için yeni bir odak noktası haline geliyor.
Bu markaların başında ise Hyundai ve Kia geliyor. ABD'deki vergi teşviklerinden yararlanmak için üretimlerini bu ülkeye taşıyan Koreli devler, teşviklerin sona ermesiyle birlikte ana sahnenin artık Avrupa olduğunu açıkça ilan etti.
Korea Times'a konuşan bir endüstri yetkilisi durumu şöyle özetliyor:
"ABD'nin gümrük vergileri ve azalan EV teşvikleri nedeniyle Avrupa, özellikle Trump başkanlığı döneminde küresel EV üreticileri için ana savaş alanı haline gelecektir. Hyundai Motor Grubu, geniş ürün yelpazesi ve fiyat rekabetçiliği sayesinde bu pazarda önemli bir avantaja sahip."
Bu stratejik pivot, Amerikalı tüketiciler için bir uyarı zili niteliğinde. Yabancı otomobil üreticileri, belirsiz politikalar ve azalan teşvikler nedeniyle ABD pazarından beklentilerini düşürüyor. Bu durum, gelecekte uygun fiyatlı EV seçeneklerinin azalabileceği anlamına geliyor.
Tesla'nın Rüya Projesi Komşuları İçin Kabusa Dönüştü
Pazardaki tek sorunlar finansal veya politik değil. Sektörün lideri Tesla bile, iddialı projelerinin yerel halk üzerinde yarattığı sorunlarla boğuşuyor. Hollywood'da açılan ve içerisinde Supercharger istasyonları ile retro bir sinema barındıran Tesla'nın 24 saat açık restoranı, kağıt üzerinde harika bir fikir gibi dursa da komşuları için "tam bir cehennem" haline gelmiş durumda.
Yakındaki bir apartmanda yaşayanlar, projenin inşaat aşamasından itibaren hayatlarının "yaşanmaz" hale geldiğini belirtiyor. İzin verilen saatlerin dışında, sabah 4'ten gece 9'a kadar süren gürültülü çalışmalar, jeneratörlerin yarattığı kirlilik ve şimdi de dev ekranlardan yayılan parlak ışıklar, bölge sakinlerini canından bezdirmiş. Bir sakin, durumu "dünyanın en kötü partisinde gibiydik" sözleriyle ifade ediyor. Sürekli korna sesleri ve trafik de cabası. Bu durum, en büyük markaların bile vizyonlarını gerçeğe dönüştürürken ne denli yerel ve insani sorunlarla karşılaşabileceğini gözler önüne seriyor.
Otomotiv dünyasındaki bu çetin rekabet ve belirsizlikler, aracınızın değerini korumanın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Markalar hayatta kalma mücadelesi verirken, siz de yatırımınızı yolların ve zamanın yıpratıcı etkilerine karşı en iyi şekilde koruyabilirsiniz. Aracınızın bu zorlu maratonda "dizlerinin kanamasını" önlemek ve ilk günkü parlaklığını uzun süre muhafaza etmek için, titanyum ve seramik katkılı formülüyle üstün bir zırh sunan seramik wax ile tanışın.