Land Rover, iki yılı aşkın bir süredir üzerinde çalıştığı ve otomobil dünyasının merakla beklediği tam elektrikli Range Rover modelinin örtüsünü kaldırmaya hazırlanıyor. Sızdırılan görseller ve ipuçları, tasarımın içten yanmalı motorlu kardeşleriyle neredeyse aynı olacağını gösterse de, elektrikli araçlarda standart hale gelmeye başlayan bir özellik bu lüks SUV'de yer almayacak: ön bagaj (frunk).
Peki, kaputun altında devasa bir motor boşluğu varken Land Rover bu alanı neden değerlendirmedi? Cevap, markanın hem müşteri odaklı yaklaşımında hem de baş mühendisin oldukça pratik ve şaşırtıcı bir gerekçesinde gizli.
Müşteri Geri Bildirimleri ve Pratik Endişeler
Aracın baş mühendisi Lynfel Owen, Avustralyalı bir otomobil dergisine verdiği röportajda, bu kararın arkasındaki en önemli etkenin müşteri anketleri olduğunu belirtti. Land Rover tarafından yapılan araştırmalarda, mevcut Range Rover sahiplerinin büyük çoğunluğu arka bagaj hacminin fazlasıyla yeterli olduğunu ve ek bir ön depolama alanına ihtiyaç duymadıklarını ifade etti. Owen, elektrikli modelin arka kargo hacminin, 117 kWh'lık dev batarya paketine rağmen içten yanmalı motorlu versiyonla birebir aynı olacağının altını çizdi.
Ancak bu durum, bazı kısıtlamaları da beraberinde getiriyor. Batarya hücrelerinin çift katmanlı yerleşimi nedeniyle, elektrikli Range Rover sadece iki sıralı koltuk düzeniyle sunulacak. Yani, yedi koltuklu bir versiyon şimdilik planlar arasında yok.
Baş Mühendisin Unutulmaz Yorumu: "Arabanın En Kirli Yeri"
Müşteri tercihleri tek sebep değil. Lynfel Owen, konuya oldukça farklı ve akılda kalıcı bir noktadan yaklaşıyor: "Eşyalarınızı koymak için neden arabanın en kirli kısmına yaslanmak isteyesiniz ki?" Bu retorik soru, ön kaput bölgesinin yolculuk sırasında en çok kire, toza ve böcek kalıntılarına maruz kalan yer olduğu gerçeğine dikkat çekiyor. Marka, müşterilerini bu zahmetten kurtarmayı hedefliyor.
Bu yaklaşım, Jaguar Land Rover (JLR) grubunun geçmişteki deneyimlerinden de ders çıkardığını gösteriyor. Grubun bir diğer markası olan Jaguar'ın I-Pace modelinde küçük bir ön bagaj bulunuyordu. Ancak Owen, I-Pace projesinde yer almamasına rağmen, o modelde yapılan bazı hatalardan ders aldıklarını ve "müşterilerimize bunu bir daha yapmayacağız" diyerek kararlılıklarını vurguladı.
Rakipler ve Pazar Konumlandırması
Ağırlık konusunda ise JLR, yaklaşık 2.800 kilogramlık bir hedef belirlemiş durumda. Bu rakam, elektrikli Range Rover'ı en büyük rakiplerinden biri olan Mercedes G580'den (elektrikli G-Serisi) yaklaşık 285 kg daha hafif kılıyor. İlginç bir şekilde, elektrikli G-Serisi'nde de ön bagaj bulunmuyor.
Owen, elektrikli Range Rover'ın doğrudan G580 ile rekabet etmediğini, kendi aracının hem arazi kabiliyeti hem de lüks kabin deneyimi açısından rakipsiz olduğunu iddia ediyor. "Bu hala bir Range Rover. Bu bir EV değil. Piyasada bu otomobilin yaptığını, bu lüks seviyesinde ve bu arazi kabiliyetinde yapabilen başka bir EV gerçekten yok" diyerek aracın benzersiz konumunu özetliyor.
Elektrikli Range Rover'ın dünya prömiyerinin bu yıl içinde yapılması ve ilk teslimatların 2026'da başlaması bekleniyor. Markanın bu cesur kararı, lüks segmentte elektrikli araçların geleceğini nasıl şekillendireceğini görmek için sabırsızlanıyoruz.
