Kuzey Amerika'da otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirecek kritik bir gelişme yaşanıyor. Amerika Birleşik Devletleri, yeni bir ticaret anlaşması müzakereleri sırasında komşusu Kanada'nın iddialı elektrikli araç (EV) hedeflerini baltalamak için yoğun bir baskı uyguluyor. Bu durum, sadece iki ülke arasındaki ticari ilişkileri değil, aynı zamanda küresel iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını da doğrudan etkiliyor.
Kanada hükümeti, 2026 yılına kadar yeni otomobil satışlarının %20'sinin, 2035 yılına kadar ise tamamının elektrikli olmasını hedefleyen bir yol haritası belirlemişti. Ancak Wall Street Journal ve Politico gibi kaynaklara göre, Trump yönetimi tarafından desteklenen Amerikalı otomobil üreticileri, bu hedeflerin kaldırılması için Kanada'ya baskı yapıyor. Müzakere masasında, Kanada'nın otomotiv sektörünün ABD ile "politika uyum sorunu" yaşadığı ve bu durumun ticareti olumsuz etkilediği tezi öne sürülüyor.
Sadece Politik Baskı Değil, Sektörel Kriz de Etkili
Bu baskının arkasında sadece politik nedenler yatmıyor. Elektrikli araç pazarında yaşanan genel yavaşlama da otomotiv devlerinin elini güçlendiriyor. Sektörden gelen diğer haberler de bu durumu destekler nitelikte:
- Panasonic Üretimi Yavaşlatıyor: Japon teknoloji devi Panasonic, en büyük müşterisi olan Tesla'nın düşen satışları nedeniyle Kansas'taki 4 milyar dolarlık yeni batarya fabrikasında tam kapasite üretime geçişi erteledi. Bu gelişme, ABD pazarındaki EV talebinin beklentilerin altında kaldığını gösteriyor.
- Nissan Tedarik Zinciri Sorunları Yaşıyor: Çin'in stratejik öneme sahip nadir toprak elementlerinin ihracatına getirdiği kısıtlamalar, Nissan gibi üreticileri zor durumda bırakıyor. Şirketin büyük umutlar bağladığı yeni elektrikli modeli Leaf'in üretiminin, bu tedarik zinciri sorunları nedeniyle yavaşlaması bekleniyor.
ABD, Kendi Politikasını mı İhraç Ediyor?
Görünen o ki, ABD sadece kendi iç pazarındaki elektrikli araç teşviklerini ve katı emisyon kurallarını zayıflatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu EV karşıtı politikayı sınırlarının ötesine, en yakın müttefikine ihraç etmeye çalışıyor. Otomotiv lobileri, Kanada'daki hedeflerin "gerçekçi olmadığını" ve yerli sanayiye zarar verdiğini savunurken, çevre savunucuları bu durumu iklim hedeflerine vurulan bir darbe olarak nitelendiriyor.
Ortaya çıkan tablo, sert bir ticaret müzakeresinden çok, bir ülkenin kendi iklim politikasını belirleme hakkına yönelik bir müdahale olarak yorumlanıyor. General Motors ve Ford gibi devlerin, Tesla gibi sadece elektrikli araç üreten firmalara düzenleyici kredi ödemek istememesi anlaşılabilir bir durum olsa da, bu baskının bir sonucu olarak Kanada'nın yeşil dönüşüm hedeflerinden vazgeçmesi, tüm dünya için endişe verici bir emsal teşkil edebilir.