Otomotiv sektörünün güvenilirlik abidesi olarak kabul edilen Toyota, son günlerde 'Altın Sertifikalı' ikinci el araç programıyla ilgili ciddi bir iddia ile gündemde. Colorado'da yaşanan bir olay, markanın en kapsamlı denetimlerden geçtiği iddia edilen araçlarının bile büyük sorunlar barındırabileceğini ortaya koyarak tüketiciler arasında güvensizlik yarattı.
Her Şey Mükemmel Görünüyordu
Sosyal medyada 'authentically.anna' kullanıcı adıyla tanınan Anna isimli genç kadın, yaşadığı deneyimi paylaştığı bir video ile tartışmanın fitilini ateşledi. Anna, düşük kilometreli (sadece 18.000 mil) ve 2019 model bir Toyota Highlander bulduğunu anlatıyor. Araç, Toyota'nın 'Altın Sertifikalı' programı kapsamında, yani çok noktalı bir denetimden geçmiş, kusursuz ve garantili olarak yaklaşık 29.000 dolara satılıyordu.
Her şeyin kağıt üzerinde mükemmel göründüğünü belirten Anna, yine de işini şansa bırakmayarak aracı satın almadan önce bağımsız bir tamirciye göstermeye karar verdi. İşte bu karar, onu binlerce dolarlık bir zarardan kurtaran adım oldu.
Sertifikanın Ardındaki Acı Gerçek
Aracı inceleyen usta, Anna'ya şok edici bir haber verdi: "Bu aracı sakın satın alma!" Mekanikerin açıklamasına göre, aracın 18.000 millik kısa ömründe bir noktada triger zinciri kopmuş ve bu durum motorun içine metal parçacıklarının yayılmasına neden olmuştu. Dışarıdan bakıldığında kusursuz, bakım kayıtları eksiksiz ve tertemiz olan bu aracın aslında yeni bir motora ihtiyacı vardı.
Anna, yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle dile getirdi: "Toyota'nın Altın Sertifikası mı? Güldürmeyin beni. Birincisi, bu araçları onaylayan tamirciler kim? İkincisi, bu ne saçmalık?"
Sertifikasyon Süreçleri Ne Kadar Güvenilir?
Toyota'nın resmi web sitesinde, sertifikalı araçların yetkili teknisyenler tarafından kapsamlı bir mekanik ve estetik kontrolden geçirildiği, gerekli tüm onarımların yapıldığı belirtiliyor. Ancak Anna'nın hikayesi, bu denetimlerin ne kadar detaylı yapıldığı konusunda ciddi şüpheler uyandırdı.
Anna'nın videosunun altına yorum yapan ve daha önce bir bayide çalıştığını iddia eden kullanıcılar da bu şüpheleri doğrular nitelikteydi. Bir kullanıcı,
yorumunda bulundu. Bu durum, sertifikasyonun esasen bir pazarlama aracı olabileceği ve kapsamlı bir güvence sunmayabileceği endişelerini artırdı."Bir aracı sertifikalandırmak için teknisyenlerin tek yaptığı bir kontrol listesini takip etmek ve yazılımların güncel olduğundan emin olmaktır. Çoğu teknisyen tembeldir ve detaylı bir inceleme yapmaz. Ama en azından garantisi var!"
Bu olay, ikinci el araç alırken markası ne kadar güvenilir olursa olsun, hatta en üst düzey sertifikalara sahip olsa bile, bağımsız bir ekspertiz raporunun hayati önem taşıdığını bir kez daha kanıtladı. Tüketicilerin, vaatlere değil, somut ve tarafsız verilere güvenerek hareket etmesi, olası büyük zararların önüne geçmenin tek yolu gibi görünüyor.