SEPETTE %5 İNDİRİM 🚀

ÜCRETSİZ KARGO FIRSATINI KAÇIRMAYIN! 🎁

KREDİ KARTINA 12 TAKSİT FIRSATI 🛍️

0

Otomobil Piyasasında Yeni Dönem: Uzun Krediler, Üretim Kaymaları ve Otonom Sürüşün Geleceği

Yüksek Fiyatlar Uzun Kredileri Tetikliyor: Otomotiv Sektöründe Küresel Değişimler ve Otonom Sürüş Tartışması
Yayınlanma Tarihi: 26 August 2025, 17:33

Otomotiv sektörü, son yılların en büyük dönüşümlerinden birini yaşıyor. Araç fiyatlarındaki akıl almaz yükselişler, tüketicileri daha uzun vadeli kredi seçeneklerine iterken, küresel ticaret politikaları üreticileri stratejik kararlar almaya zorluyor. Tüm bunlar yaşanırken, otonom sürüş teknolojisinin geleceği de Tesla CEO'su Elon Musk'ın çarpıcı açıklamalarıyla yeniden masaya yatırılıyor. Gelin, otomobil piyasasını şekillendiren bu üç temel değişime daha yakından bakalım.

Araç Fiyatları Yükseldikçe Kredi Süreleri Uzuyor: 7 Yıl Yeni Normal mi?

Bir zamanlar 60 ay (beş yıl) standart kabul edilen taşıt kredisi vadeleri, artık geride kaldı. Önce 66, ardından 72 aya çıkan bu süreler, günümüzde hızla 84 aya (yedi yıl) doğru tırmanıyor. İlk çeyrekte %20 olan 84 aylık kredi oranı, altı aydan kısa bir süre sonra %21.6'ya ulaşarak rekor kırdı. Bu, finansman sağlayan her beş alıcıdan birinden fazlasının artık yedi yıl vadeli kredi kullandığı anlamına geliyor.

Bu değişimin ardında yatan en büyük sebep, tabii ki yeni araç fiyatlarının astronomik artışı. Son beş yılda ortalama araç fiyatları 50.000 dolara yaklaşırken, elektrikli araçlarda bu rakam haziran ayında 56.910 dolara kadar çıktı. Tüketiciler, bu yüksek fiyatlar karşısında araç sahibi olabilmek için aylık ödemeleri düşürme peşinde koşuyor ve bunun bedelini toplamda daha fazla faiz ödeyerek ödüyorlar. Örneğin, 57.000 dolarlık bir elektrikli aracı %6.75 ulusal ortalama faiz oranıyla alan bir kişi, beş yılda 67.960 dolar öderken, yedi yılda bu miktar 71.090 dolara fırlıyor. Aradaki yaklaşık 3.130 dolarlık fark, sadece iki yıl daha uzun vadeye katlanmanın maliyeti.

Uzmanlar, bu durumun 2009'daki Büyük Resesyon öncesi gevşek kredi uygulamalarını anımsattığını belirtiyor. Hatta bazı finans kuruluşlarının 96 aylık (sekiz yıl) kredilere bile yeniden sıcak baktığı, bu durumun sektörde şaşkınlık yarattığı ifade ediliyor. Bayiler ve finans kuruluşları, geçmişteki hatalardan ders çıkarmadığı yönünde eleştirilere maruz kalıyor. Peki, bu döngüden çıkış yolu ne? Uzmanlar, daha yüksek peşinat ödemeyi, eski aracı daha uzun süre kullanmayı veya leasing (kiralama) seçeneklerini değerlendirmeyi öneriyor.

Küresel Tarifeler Üretim Taşınmasını Tetikliyor: ABD İçin Yeni Bir Dönem mi?

Küresel tarifelerin otomotiv endüstrisi üzerindeki etkisi, beklenenden çok daha şiddetli oldu. "Tsunami" etkisiyle piyasayı sarsan tarifeler, Avrupalı ve Asyalı otomobil üreticilerini yeni arayışlara itiyor. Tedarik zincirindeki ek maliyetler karşısında ayakta kalmaya çalışan markaların tek kurtuluş yolu, üretimi Amerika Birleşik Devletleri'ne kaydırmak gibi görünüyor. Bu durum, Amerikan işçileri ve imalat sektörü için olumlu bir gelişme olsa da, sürecin ne kadar hızlı ilerleyeceği ve yeni araç fiyatlarına nasıl yansıyacağı belirsizliğini koruyor.

Kanadalı tedarikçilerin Automotive News'e verdiği bilgilere göre, Avrupalı ve Asyalı üreticiler, parça üretimini ve nihai montajı Kuzey Amerika'ya taşımanın maliyetlerini araştırıyor. Martinrea International Inc. CFO'su Peter Cirulis, "Üretim hacimlerinin ABD'ye yeniden yönlendirildiğine dair örnekler görmeye başladık" diyerek bu değişimin sinyallerini veriyor. Müşteri talepleri sektör geneline yayılmış durumda ve ABD'de yeni montaj tesisleri kurma planlarını da içeriyor.

Kanada ve Meksika'dan ithal edilen araçların %25 gümrük vergisine tabi olması, ancak bu ülkelerde üretilen parçaların USMCA (ABD-Meksika-Kanada Anlaşması) kapsamında muaf olması, ABD'yi montaj için cazip bir merkez haline getiriyor. Şimdilik tüketicilere yansımayan bu tarife maliyetlerinin, önümüzdeki aylarda fiyatları etkilemesi bekleniyor. Bu büyük ölçekli kayma, Japon otomobil üreticilerinin onlarca yıldır dayandığı küçük ve orta ölçekli tedarikçiler için ise önemli bir risk taşıyor; birçoğu küresel ithalat hacimlerindeki büyük bir değişimle batma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.

Elon Musk'tan Otonom Sürüşe Yeni Bakış: Lidar ve Radar Tehlikeli mi?

Tesla CEO'su Elon Musk, otonom sürüş teknolojisi konusunda yine ezber bozan bir iddiayla gündemde. Musk, Tesla'nın tamamen kameralara dayalı "Vision" sistemini savunarak, çoğu rakibinin kullandığı Lidar ve radar sensörlerinin aslında otonom araçları daha tehlikeli hale getirdiğini öne sürüyor. Uber CEO'su Dara Khosrowshahi'nin, "Süperinsan güvenliği için Lidar neden kullanılmasın?" şeklindeki sorusuna yanıt olarak Musk, sosyal medya platformu X üzerinden sert bir çıkış yaptı.

Musk'a göre, Lidar ve radar gibi farklı sensörlerin aynı ortamı farklı yorumlaması, yani "sensör çatışması" (sensor contention) veya "sensör belirsizliği" (sensor ambiguity), aracın karar verme sürecinde riski artırıyor. "Lidar ve radarlar kameralarla çelişirse, hangisi kazanır?" diye soran Musk, bu durumun güvenliği azaltıp riski artırdığını belirtiyor. Hatta Waymo gibi şirketlerin otoyollarda sürüş yapamamasını buna bağlıyor ve Tesla'nın da güvenliği artırmak amacıyla radarları kapattığını iddia ediyor.

Otonomi alanındaki diğer büyük oyuncular (örneğin Waymo, Uber'in iş ortakları), kamera, radar ve Lidar'ı birleştiren "sensör füzyonu" yaklaşımını tercih ederken, Tesla bu maliyetli sensörlerden kaçınarak hem üretim maliyetlerini düşürüyor hem de kendi iş modelinin temelini bu tekil görüş sistemine dayandırıyor. Musk'ın bu açıklamaları, otonom sürüş teknolojisinin hangi yöne evrileceği konusunda sektördeki tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor.

Otomotiv dünyası, her cephede eşi benzeri görülmemiş bir değişim rüzgarıyla karşı karşıya. Tüketiciler, artan araç fiyatları ve uzayan kredi vadeleriyle mücadele ederken, üreticiler küresel ticaretin dayattığı yeni üretim stratejilerini hayata geçirme telaşında. Öte yandan, otonom sürüşün geleceği hakkındaki temel varsayımlar bile Elon Musk'ın iddialarıyla sorgulanır hale geliyor. Tüm bu gelişmeler, hem sektör hem de tüketiciler için belirsizliklerle dolu, ancak bir o kadar da dönüşüm vadeden bir döneme işaret ediyor.

Otomobiliniz, uzayan kredi vadeleri ve artan fiyatlarla artık her zamankinden daha büyük bir yatırım. Bu değerli yatırımınızı ilk günkü gibi korumak, parlaklığını uzun yıllar sürdürmek ve değerini muhafaza etmek için Altınoran Titanium Seramik Wax Krem Cila ideal çözüm. Gelişmiş formülü sayesinde aracınızın boyasını çevresel etkenlere karşı üstün bir şekilde korurken, ona derinlemesine bir parlaklık ve pürüzsüzlük kazandırır. Yatırımınızı korumak için seramik wax ürünümüzü keşfedin!

SEPET

TOPLAM:
Sepete Git

ÜYE OL

Üye ol düğmesine tıklayarak, Üyelik Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Sözleşmesi'ni kabul etmiş olursunuz.

Zaten bir hesabın var mı?

ARAMA YAP