"Kazanan takım değiştirilmez" derler, ancak Mazda bu kuralı yeniden yazıyor. 2012'den bu yana 4.7 milyondan fazla satış rakamına ulaşarak markanın lokomotifi haline gelen Mazda CX-5, üçüncü nesliyle sahneye çıktı. Dış tasarımı evrimsel bir değişim gösterse de, asıl devrim kapıların ardında, yani iç mekanda yaşanıyor.
Yeni modelin neredeyse tamamen düğmesiz, minimalist kokpit tasarımı, özellikle sadık Mazda kullanıcıları arasında büyük bir tartışma başlattı. Tanıtımın ardından gelen ilk yorumlar, fiziksel düğmelerin ve döner kontrol ünitesinin kaldırılmasından duyulan rahatsızlığı net bir şekilde ortaya koyuyor: "Düğme ve topuz yoksa, ben de yokum! Ergonomi benim için her şeyden önemli," veya "Klima, ısıtıcı gibi temel fonksiyonlar kesinlikle fiziksel düğmelerle kontrol edilmeliydi" gibi serzenişler dikkat çekiyor.
Mazda'nın Savunması: "Müşterilerimiz Bunu İstedi"
Peki, Mazda bu radikal kararı neden aldı? Şirkete göre cevap basit: Müşteriler böyle istiyor. Motor1'e konuşan Mazda Kuzey Amerika Operasyonları halkla ilişkiler müdürü Tamara Mlynarczyk, bu değişimin tamamen müşteri geri bildirimlerine dayandığını vurguluyor.
"Müşteri geri bildirimlerine dayanarak, Mazda'nın güvenli sürüş felsefesini korurken kullanım kolaylığını önceliklendiren yeni bir insan-makine arayüzü (HMI) geliştirdik. Yeni CX-5, sürücünün ellerini direksiyondan ayırma süresini en aza indirmek için dokunmatik bir merkezi ekrana geçiş yapıyor."
Mlynarczyk, bu sistemin gelişmiş sesli komut ve sürücünün dikkatini dağıtmadan kontrolleri yapabilmesini sağlayan ergonomik direksiyon tuşları ile desteklendiğini ekliyor.
Geçmişle Çelişen Bir Hamle
Ancak bu durum, Mazda'nın geçmişteki duruşuyla büyük bir tezat oluşturuyor. Henüz 2019 yılında Mazda3'ün lansmanında, markanın HMI ve bilgi-eğlence sistemleri baş mühendisi Matthew Valbuena, dokunmatik ekranların tehlikelerine dikkat çekmişti. Valbuena, sürücülerin dokunmatik ekrana uzanırken istemsizce direksiyona tork uygulayarak şeritten çıkma riski oluşturduğunu ve ekrana bakma zorunluluğunun dikkati dağıttığını savunmuştu. Bu paradigma değişimi, şirketin stratejisinde önemli bir dönüşüme işaret ediyor.
Sadece Bir Model Değil, Bir Endüstri Akımı
Bu "düğmesiz" felsefe sadece CX-5 ile sınırlı değil. Mazda'nın Çin pazarındaki elektrikli sedanı EZ-6 ve crossover modeli EZ-60 da benzer şekilde devasa dokunmatik ekranlarla donatılmış durumda. Hatta sektörün diğer devlerinden BMW bile, ikonik döner kontrol ünitesini yeni nesil modellerinde terk etmeye başladı. Görünen o ki, "az ama öz" anlayışı otomotiv dünyasını hızla ele geçiriyor.
Mazda'nın bu yeni tasarım dilini gelecekteki tüm modellerine yansıtıp yansıtmayacağı ise merak konusu. Özellikle yeni Miata veya uzun süredir beklenen döner motorlu spor otomobil gibi saf sürüş odaklı modellerde dev bir ekranın yer alması, bazı tutkunlar için kabul edilemez olabilir. Otomotiv endüstrisi, estetik ve minimalizm uğruna ergonomiden ödün mü veriyor? Son sözü yine kullanıcılar söyleyecek.
